Kayıtlar

Eylül, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

soda-kola

Resim
Bugün başdönmesi yakınması ile başvuran bir gıda mühendisinin tansiyonunu düşük bulunca biraz tuzlu yemesini veya günde bir iki maden suyu içmesini söyledim. "Çalıştığım işyerinde maden suyu üretiyoruz zaten. İçmeye çalışıyorum ama hele gazsız içince tadı pek kötü oluyor" dedi "Maden suyu yeraltından doğal olarak gazlı çıkmıyor mu?" diye sordum "Çok düşük bir gaz oranı var, esas şişelenirken içine karbondioksit basılıyor" dedi "Soda ile maden suyunun ne farkı var?" diye sordum "Maden suyu doğal yeraltı suyu, soda ise içine karbondioksit basılmış memba suyu. Gerçi yazın işlere yetişemediğimizde bizim de maden suyunu yarı yarıya sulandırıp şişelediğimiz oluyor. Hatta size bir şey söyleyeyim, bazı küçük su şirketleri de tüketim arttıp da kaynakları siparişe yetişemezse belediye suyunu şişeliyorlar" dedi "Ben de geçen yaz aldığım bir şişe suyunun tadını kötü bulunca acaba sahte mi diye firmaya yazmıştım, yanıt vermemişlerdi." de

temel içgüdü

Resim
Bugün 40 yaşlarında bir hastam kontrole geldiğinde "Doktor Bey, dede oldum" dedi "Nasıl yani?" dedim "Golden retriever cinsi bir köpeğimiz var, dün gece bir batında 7 yavru doğurdu" dedi "Babası belli mi?" diye sordum " Belli tabi, yine aynı cins safkan. Bu işte aileler aynı kız alıp verir gibi görüşüyor. Doğumdan sonra erkeğin sahiplerinin de bir yavru alma hakkı var" dedi "Diğerlerini ne yapacaksınız?" dedim "İsteyen arkadaşlarımıza vereceğiz, belki satarız. Tanesi 400-500 dolar arasında satılıyor" dedi ve ekledi "Fakat ilk defa böyle bir olay izledim ve tabiata hayran kaldım" "Neden hayran kaldınız?" diye sordum "Biz bu köpeği 2 aylık yavru olarak aldık. Daha önce doğum yapmadığı gibi doğum yapan başka bir hayvanı da görmedi. Buna rağmen yavruları doğurdukça dişleriyle önce keselerini yırtıp sonra göbek kordonlarını gövdeye yakın bir noktadan dişleyip koparttı, kordondan başlayarak bütü

kore tugayı

Resim
Bayram tatilinde okuduğum emekli mühendis M.Suat Çakmak'ın anılarından toplumumuzun 50 yılda pek değişmediğini öğrendim. Kitaptan 1957'de Kore'ye gidecek erlerin eğitimi ile ilgili bir bölüm aktarmak istiyorum: Kore'ye asker nakli 2500 kişilik Amerikan gemileriyle İzmir Limanından yapılıyordu. Amerikan yaşantısına göre hazırlanmış bu gemiler Anadolu çocuğu olan bizim askerlerimizin yaşam biçimleriyle bağdaşmadığından yıllardır yapılan bu seferlerde karşılaşılan aksaklıklar Amerikalılarca saptanmış ve askerlere bu konuda eğitim verilmesi istenmiş. Bunların başında tuvalet ve domuz eti meselesi geliyordu. Yüzbaşı bu eğitiler için bizi görevlendirdi. Hela meselesi için bir gaz tenekesinin üstüne oturulacak şekilde iki tahta çaktırdık. Bu sözüm ona klozetti. Bunu eğitim yapacağımız ağacın altına oynamayacak şekilde yerleştirdik. Yanındaki bir dala bir rulo kağıt astık. Yukardaki bir daldan da ucuna taş bağlı bir ip sarkıttık. Böylece alafrangavari tuvaletimiz hazırdı. Her e

deve reno

Resim
Bugün motor çarpması sonucu yaralanan bir hastayı muayene ettim. Elinde oluşan derin kesiği görünce kazanın nasıl olduğunu sordum. "Sorma Doktor Bey, benim hatam. Geçerim sandım, yola fırladım, elim motorun sepetine çarptı." dedi "Çarpan ne yaptı?" diye sordum "Hiç durmadı. Aslında dursa iyi olurdu, ama söyleyecek bir şeyimiz de yok, ben de 30 yıllık şöförüm, kabahat benim" dedi Elini dikmek için uyuştururken korkusu azalsın diye sohbet açıp, nerede şöförlük yaptığını sordum "Şimdi servis şöförlüğü yapıyorum, uzun süre dolmuşçuluk yaptım Gültepe hattında" dedi "Oraya Deve Reno'lar çalışıyordu değil mi?" dedim "Evet o Gültepe yokuşlarına başka araç çıkamadığından uzun yıllar onlar çalıştı" dedi "Ben de şeklinden ötürü Deve deniyor sanıyordum" dedim "Hayır, güçlü olduğundan deniyordu. Şimdiki İsuzu'la kadar, 150 beygirlik motor vardı onlarda. 40 kişiye kadar aldığımı biliyorum" dedi "Neden te

domates aşkı

Resim
Bugün kilo vermesi için uğraştığımız diyabetik bir hastanın tartıya çıkıp da değil kilo vermek, aldığını görünce neden böyle olduğunu sordum. "Hep domatesten Doktor Bey" dedi "Nasıl domatesten?" diye sordum "Şimdi tarla domatesi var ya, ben ona dayanamıyorum, çok yiyorum" dedi "Domates bu kadar kilo aldırmaz, nasıl yiyorsunuz?" dedim "Domatı böyle ortadan tekerlek gibi ikiye bölüp tabağa koyuyorum, ama tarla domat olacak, yoksa öbürsünü yemem! Üzerine yarı yüksekliğine kadar has zeytinyağı ekleyip, siz yasaklamış olmanıza karşı azcık da tuz atıyorum. Sonra yağa taze ekmek banıp, domatı da ısıra ısıra yiyorum, ama bir tatlı oluyor ki..." dedi ağzı sulanarak "Domates neyse de size kilo aldıran ekmekle yağ" dedim "Ama çok seviyorum Doktor Bey, bir oturuşta bir kilo yiyorum!" diye inledi, "Aslında öğlen işyerinde de yiyeceğim de domatesin çok suyu akıyor, ayıp olur diye yiyemiyorum. Akşam yatarken sabah olsun

gemicilik

Resim
Bugün bir gemi kaptanı yola çıkmadan önce yanına almak için ağrı kesici yazdırmak amacıyla başvurdu. "Nedir bu korsanlık olayları, neden engellenemiyor, gemide sizin silahınız olmuyor mu?" diye sordum "Ben emekli subayım. Silahım olduğu halde yanıma almam, zira gemide çalışan adamlar- nasıl diyeyim, biraz değişiktir. Karada tutunamamış adamlardır, ahlakları biraz bozuktur. Silah hiçbir işe yaramayacağı gibi daha da sorun çıkartır" dedi "Kadın gemicinin de olduğu gemi hala kurtarılamadı, neden sizce?" diye sordum "Korsanlar 10 milyon dolardan başlamışlar, 3,5 milyon dolara kadar inmişler, daha önce Yasa'nın gemisini 500 bin dolara bırakmışlardı" dedi "Bu armatörün bir teklifi olmuş mu?" diye sordum "Hayır hiç bir teklif vermediler" dedi "Geminin bu kadar süre bağlanması o kadar zarara yol açmıyor mu, neden teklif vermiyorlar?" diye sordum "Armatörler hiç bir zaman zarar etmezler, her şeyleri sigortalıdır. Hem

yeminli çeviri

Resim
Bugün tansiyon ilacı bittiği halde gelip yazdırmayan bir hasta "Elimde çok çeviri vardı da o yüzden gelemedim" dedi "Ne çevirisi yapıyorsunuz?" diye sordum "Ben yeminli tercümanım, bir anda çok iş yığıldı, başından kalkamadım" dedi "Nasıl yeminli tercüman olunuyor, gerçekten yemin ettiniz mi?" diye sordum " Çeviriyi, yaparken aslına sadık kalacağım, gizliliğine saygı duyacağım diye bir yemin metni var. Noterine bağlı aslında, kimisi sözlü yemin ettiriyor, kimisi sadece yemin metninin altına imza attırıyor" dedi "Birden fazla noterde mi yemin ettiniz?" dedim "Tabi çok çeşitli bürolarla hatta farklı şehirlere çalıştığımdan çeviriyi yaptıranların noter onayını kolaylaştırmak için her büroya yakın bir notere gidip yemin etmem gerekiyor. Noter yemin belgesini kendi dosyasında saklıyor, onay için gelen olduğunda çıkarıp bakıyor. Kendi dosyasında yemini olmayanları onaylamıyorlar" dedi "Siz elinizdeki başka noterden on

otel rehberliği

Resim
Bugün öksürük yakınması ile başvuran bir genç muayeneden sonra “Hastalığı Bodrum'da kaptım” dedi “Tatilde miydiniz?” diye sordum “Hayır çalışıyordum, otel rehberiydim. Klimalı ortamlara gir-çık hasta oldum” dedi “Nedir otel rehberliği?” diye sordum “Otele gelen turistlerin sorunlarıyla ilgileniyorsun, akşama dışarı çıkmak ister misin diye soruyorsun. İsterlerse bilet satıp Bodrum’un mekanlarını gezdiriyorsun. İstanbul'dan Ankara'dan ilk kez gelenler oluyor, çevreyi bilmiyorlar. Çok güzel bir iş, tam tatil. Yatak yeme içme paran yok, beş yıldızlı otelde kalıyorsun. Diyelim Halikarnas'a götürdün, girişe para ödemiyorsun, içtiklerin bedava, ayrıca oraya götürdüğün için biletten de komisyon alıyorsun" dedi "Neden döndünüz peki" dedim "Ramazan girince işler bir anda kırıldı" dedi Ciğerlerindeki enfeksiyon için Klavulanik asit 1gr 2x1 PO yazdım