Kayıtlar

Haziran, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

yaz ödevi

Resim
Geçen hafta yazlığa bir hafta önce gitmek için rapor isteyen bir öğretmene, daha önce de bir öğretmen bu konudan yakındığından "Siz de okul kapandıktan sonra birbirinize seminer mi veriyorsunuz ?" diye sordum "Hayır ne semineri, biz ödev hazırlıyoruz" dedi "Nasıl ödev?" dedim "Performans ve proje ödevi. Her öğretmen, her ders için bir konu seçiyor, artık eskisi gibi uğraşma da yok, bir tuşla internetten indirip basıyor.Meslea ben Türkçe dersi için noktalama işaretlerini sçetim bastım. Aramızdan seçilen bir komisyon ödevleri topluyor, değerlendiriyor ve bir tanesini ilçe milli eğitime gönderiyor" dedi "Diğer ödevler ne oluyor?" dedim " Direk çöpe, yazık bunca kağıt israfına " dedi Hasta olmadığı için rapor kendisine rapor vermemin mümkün olmadığını söyledim.

1 kuruş

Resim
Bugün adet görmeme yakınması ile başvuran bir hipermarket kasiyerine muayenesini bitirdikten sonra "Sizin kasalarda 1 kuruş bulunmuyor mu?" diye sordum "Bir torba duruyor ama kullanmıyoruz" dedi "Neden kullanmıyorsunuz? Özellikle Avrupa ülkelerinde para üstü son kuruşuna kadar ödeniyor, ama Türkiye'de kuruş verildiğini hiç görmedim" dedim "Halk istemiyor, taşımıyor da. Biz mesela 61, 62 kuruşluk bir mala 60 kuruş, 63 kuruşluk mala da 65 kuruş diyoruz" dedi "Bu size verilen bir talimat mı, zira benim gördüğüm 61 kuruşa da 65 kuruş isteniyor?" dedim "Hayır, kendi inisiyatifimizle öyle yapıyoruz. Az alınanla, fazla alınan birbirini götürüyor, genelde akşam kasa 5-10 kuruş farkla kapanıyor. Şahsen ben öyle bir kuruş için sorun çıkaran olursa 5 kuruş veriyorum" dedi "Peki hep fazla alındığında kuruşlar birikip kayda değer bir yekün oluşturmaz mı?" diye sordum "O zaman kasa fazla verir, kasiyerin savunması alını

ex-sir

Resim
Bugün ilaç yazdırmaya gelen bir Ziraat hocasına piyasaya yeni çıkan bitki temizleme sularını nasıl bulduğunu sordum. "Ben de izliyorum, internet sitelerinde gördüğüm kadarıyla pek bilimsel bir dayanakları yok. Bitkilere ilaç sıkıp sonra mamülleriyle yıkayıp temizlendi demişler. Kontrol grubu yok, dolayısı ile bilimsel açıdan bir anlamı da yok " dedi "Çok reklam yapıyorlar, satışları da patlamış" dedim "Hayır, bitkinin üzerini temizliyor olsa da içindeki pestisiti temizlemedikten sonra ne faydası olacak. Zaten pestisitlerin esas olarak bitkinin içine girmesi istenir. Atacaksın, bitki onu içine alacak, zararlı geldiği zaman onu uzaklaştıracak. Teorik olarak içindekini temizlemek de mümkün ama bu ürünün böyle bir iddiası yok. İçinde ne olduğu da beli değil. Ben şahsen eve aldığım meyveyi suyla güzelce yıkayıp kurulayıp yiyorum" dedi

civciv

Resim
Bugün şeker kontrolüne geç gelen bir hasta "Köydeki evimde kalıyorum, o nedenle geç kaldım Doktor Bey" dedi "Nasıl köyde hayat?" diye sordum "Bahçeyle uğraşıyorum, tavuklarım var. Nisan ayında giderken 5 tavuk iki horoz aldım, iki ayda 40 tane oldu" dedi "Kesip yiyor musunuz?" dedim " Pek yemiyorum. Buğdayla, otla doğal beslendiğinden eti çok sert, beyaz değil dana eti gibi siyah oluyor. Mangala falan gelmiyor, lastik gibi oluyor. Ancak düdüklüde haşlarsan çok lezzetli oluyor" dedi "Nasıl bu kadar hızlı çoğaldılar?" diye sordum "Üç tanesinin altına onbirer yumurta koydum, ikisini erken kaldırmışım, ortasına denk gelen yumurtalardan 8 er civciv çıktı, kenardakiler daha geç olduğundan içindekiler öldü, birinden de 12 civciv çıktı, şaşırdım. Herhalde oturduktan sonra bir tane de kendi yumurtlamış" dedi "Tavuk oturduktan sonra hiç kalkmıyor mu?" diye sordum "21 gün oturuyor, yemini suyunu yanına koyuyo

bolero

Resim
Bugün anneannesinin ilaçlarını yazdırmaya gelen bir genç kızın reçetenin yazılmasını beklerken üzerindeki garip bir giysiyi, diplomalarımı ayna olarak kullanarak düzelttiğini görünce "Ne deniyor bu giysiye?" diye sordum "Bolero deniyor" dedi "Ne işe yarıyor peki?" dedim "Pek bir işe yaramıyor, böyle omuzlarını örtüyor işte. Bazen kolsuz giyip de rahatsız olduğunda , ya da soğuk olduğunda giyiyorsun" dedi "Pahalı mı peki?" diye sordum "Pahalısı da vardır ama pazarda penyeleri bir liradan satılıyor" dedi

futbol

Resim
Bugün sağlık raporu isteyen 17 yaşında bir gence sebebini sorunca "Futbol seçmelerine katılmak istiyorum" dedi 1 ligde alt sıralarda yer alan bir kulübün seçmelerine katılacakmış. "Seçilirsen transfer ücreti ödüyorlar mı?" diye sordum "Başlangıçta 30 bin lira veriyorlar, ayrıca asgari ücretten maaş bağlayıp sigorta da yaptırıyorlar" dedi "Peki oraya gidersen okulun ne olacak?" diye sordum "Seçilirsen zaten yurtta kalır gibi kulüpte yatıp kalkıyorsun, yemen içmen oradan. Ayrıca seni spor akademisinde de okutuyorlar" dedi "Seçilirsen bayağı hayatın kurtulacak yani" dedim "İnşallah" dedi "Şimdi para kazanıyor musun?" dedim "Oynadığım kulüpten malzeme alıyorum. 2 yıl öncesine kadar malzemelerimi de kendim alıyordum. Kolay değil, ilkokul 1 sınıftan beri futbol oynuyorum. Bir çift krampon 160-170 lira, bir yılda 2-3 çift eskiyor. Kulübe gidiş geliş yol paraları falan, az masraf etmedi ailem de benim için&

kredi kartı

Resim
Bugün havuza girmek için rapor isteyen bir hastaya ne iş yaptığını sordum. Bankada kredi kartları servisinde çalışıyormuş. "Bazı dükkanlar belli limitin altında ya da bazı mallarda kredi kartıyla ödeme kabul etmiyor, bu kurallara uygun mu?" diye sordum " Hayır elbette değil. Kredi kartının amblemini camına yapıştıran her işletme her türlü malı kredi kartı ile satmayı kabul etmiş demektir. Bakın ben size kendi başımdan geçen bir olayı anlatayım. Bundan bir kaç yıl önce bir gece geç kaldığım bir arkadaş partisine gidiyordum, Alsancak'ta yol üstünde lüks bir şarküteriden bir içki alıp gideyim dedim. Şarküterinin sahibi kredi kartını görünce 'Tekel ürünlerini kredi kartıyla vermiyoruz' dedi. Üzerimde yeterince nakit olmadığından elim boş gitmek zorunda kaldım. Daha sonra Visa'nın müşteri hizmetlerinde çalışan bir arkadaşıma olayı bildirdim, sözleşmesini hemen feshettiler. Bir kaç hafta sonra yine aynı dükkanın önünden geçiyordum, içeri girdim, en pahalı peyni

uçaksavar

Resim
Bugün ilaç yazdırmak için başvuran emekli bir assubayın karnesindeki fotoğrafında havacı olduğunu görünce "Sınıfınız neydi?" diye sordum "Ben uçaksavarcıydım, 25 yılı doldurunca emekli oldum" dedi "Bu süre içinde hiç uçağa ateş ettiniz mi?" diye sordum "Hayır, sadece Kıbrıs Harekatında alarm oldu, yerlerimize geçtik ama ateş etmedim. Biz atışlarımızı uçakların çektiği boru şeklinde manş denen hedeflere yaparız" dedi "Çeken uçağı vurma riski yok mu?" diye sordum "Uçak 1,5 kilometrelik telle çeker, atış menzilinin dışında durur. Yoksa kimse kullanmaz o uçağı" dedi "Peki 25 yıl eğitim aldınız, tatbikat yaptınız, hiç içinizde kalmadı mı gerçek bir uçağa ateş etmek, düşürmek" diye sordum "Hayır kalmadı. Savaş çok korkunç bir şey. İnşallah hiç olmaz" dedi

umre

Resim
Bugün Umre'den dönen bir hanım ilaç yazdırmak için başvurdu. "Nasıl geçti Umre?" diye sordum "Allah herkese oralara gitmeyi nasip etsin. Ben döndükten sonra herkese kuru ekmek yiyin, yamalı gezin ama oraları gidip görün diyorum" dedi "Nasıl gittiniz, kaça maloldu?" diye sordum "Biz Dinayetle gittik. Uçak, 20 gün otel, üç öğün yemek kişi başı 2150 lira ödedik. Medine'de otelimizin yeri güzeldi de Mekke'de Kabe'ye biraz uzaktı. Gidiş neyse de orada sayılıları yaptıktan sonra dönüş biraz yorucu oluyordu" dedi "Sayılılar nedir?" diye sordum "Kabe'yi 6 defa tavaf ediyorsun, Hacer anamızın su bulduğu köşelere yedi kez gidiyorsun, avuçlarını karşıya uzatıp içini öpüyorsun; bak şimdi anlatırken bile tüylerim diken diken oldu" dedi. "Kalabalık mıydı?" dedim "Çok kalabalıktı, gece gündüz sabah kadar sokaklarda iğne atsan yere düşmez. Zaten orada 2-3 saat ancak uyuyorsun. Zaten tavaf ederken yakına