gastarbeiter*

Bugün yurtdışından emekli bir hanım ilaç yazdırmak için başvurdu. Hangi ülkede bulunduğunu sordum, 1966-82 arası Hollanda’da işçi olarak çalışmış. Orayı özleyip özlemediğini sordum. “Çok özlüyorum” dedi. İlk giden gruplarda yer almış. “O zamanlar farklı mıydı avrupalıların türk işçilere yaklaşımları?” diye sordum. “Çok farklıydı, beni yolda durdurur etrafıma toplanırlardı” dedi. “Ne diye toplanırlardı?” dedim. “Hiç türk görmemişler, demek türk kadını böyle oluyormuş diye bakıyorlardı. Ben de o zaman gençtim gösterişliydim, Türkiye’de kapalı olmama karşın eşim orada başımı açtırmıştı, biraz böyle gitsin demişti” dedi. . Çocukları olduktan sonra tekrar kapanmış. Oradaki komşuları çok saygılıymış. Bir komşusu “Senin her gün mü başın ağrıyor?” diye sormuş, Muhammedi olduğumuz için başımızı kapatıyoruz deyince çok özür dilemiş. Çalışma hayatı çok ağırmış, kahvaltı, tuvalet he dakikaylaymış. "Sabah 10 dakikada kahvaltı boğazıma dizilirdi, Onlar ise sabahtan evde kahvaltı edip gekldikl...