Kayıtlar

deniz etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Çanakkale geçilir mi?

Resim
Geçen haftaki 'Çanakkale geçilmez' reklamlarından sonra bugün bir uzun yol kaptanı muayene için başvurunca dayanamadım;   "Gerçekten de Çanakkale için geçildi tabiri kullanılmaz mı?" diye sordum Gülerek; " Bugün herkes bana bunu soruyor.  Sadece Çanakkale için değil İstanbul Boğazı için de geçildi değil, çıkıldı, inildi der ve yazarız. Hatta Boğazlardaki fenerler için de; diyelim Kabatepe Feneri'ni geçiyorsak bordada bırakıldı deriz, geçildi demeyiz" dedi   "Böyle yapmayı nerden öğrendiniz? Okulda mı öğretiyorlar?" diye sordum "Kimse öğretmedi. Bu öyle bir gelenektir, herkes bilir. Denizcilikte gelenekler önemlidir.  Mesela kaptan köşkü kutsal bir mekandır. Duvarında Kuran-ı Kerim asılıdır. İçeriye adım atan herkes "Allah selamet versin" diyerek girer. Merhaba denmez, Selamün aleyküm denmez; mutlaka Allah selamet versin denilerek girilir" dedi "Seyir defteri büyük müdür? Kim yazar, neler yazılır?" diye sordum ...

erden eruç

Resim
Geçen hafta İzmir'deki bir toplantıda Erden Eruç'u dinledim. Ondan, bir insanın kişiliğini spor ve eğitimle nasıl çelik gibi yapabileceğini, önüne çıkan olumsuzluklar karşısında yılmadan kafaya koyduğu şeyin peşinden gidebileceğini öğrendim. Kendisi okyanusu kürek çekerek geçen ilk Türk. Üç okyanusu birden kürek çekerek geçen ilk insan! Denizde en uzun kalma rekoruna (629 gün) sahip tek canlı insan. Rekorun sahibi okyanusta kaybolmuş. Evini satarak aldığı kontrplaktan yapılmış, ikinci el teknesiyle giriştiği bu macerada teknesine Türk bayrağı çekmek, girdiği bütün limanlarda bayrak göstermek, ülkesini tanıtmak istemiş, ama mevzuattaki tekne tanımı motor şartı getirdiği icin kas gücüyle kullanılan bu kurekli ozel kayığın Türkiye’de kaydı yapılamıyormuş. Üstelik denize elverişlilik belgesi alabilmek icin tekneyi ta Amerika'dan Türk sahillerine getirmesi gerektiği için bunu resmi olarak yapamamış. İzmir liman idaresinde danıştıkları bir bürokrat "Sen bayrağı yine çek, e...

bahşiş dilekçesi

Resim
Bugün ilaç yazdırmaya gelen bir hasta gemi sayahatinden döndüğünü söyleyince "Nasıl memnun kaldınız mı?" diye sordum "Çok memnun kaldık, ilk fırsatta yine gitmek istiyoruz. Geceleri hep yol yapıyor, sabah limana inip geziyorsun. Vize de gerekmiyor" dedi "Vizesiz nasıl geziliyor?" diye sordum "Gemide pasaportları alıp manyetik bir kart veriyorlar. Şehre onunla çıkıyorsun. Böylece geri dönmeyen olursa hemen anlaşılıyor. Bizim gruptan birisi gemiye dönüş saatini şaşırmış da büyük olay oldu, polisler falan geldi." dedi "Söylenen ücretlerden başka bahşiş gibi gizli ücretler de oluyormuş, öyle mi?" dedim "Kişi başı günlük 7 euro bahşiş var, ama biz yolunu öğrendik. Bir dilekçe yazıp şu kadar bahşiş vermek istiyorum diyorsun. Mesela biz kişi başı 10 euro vermek istediğimizi yazdık. Turun sonunda ekstreye baktık 10 euro düşmüşler. Dilekçe vermeseydik 8 günde 56 euro verecektik. Bu sayede 92 euro cebimizde kaldı. Hizmetleri güzeldi am...

israil suları

Resim
Bugün bir gemi süvarisi ilaçlarını yazdırmak için başvurunca; "Ne diyorsunuz bu İsrail'in gemi baskınına?" diye sordum "Yaa, hep böyle yapıyorlar. Bizi de çok taciz edip, rotamızı değiştirtiyorlar. Daha kıyıya 100 mil kala telsizle bilgi istiyorlar. Hem de aynı şeyi kırk defa soruyor. Bütün mürettebatın kimlik bilgileri 100 milde, 50 milde, 20 milde tekrar tekrar soruyor. Bilgilerde çelişki olacak mı diye bakıyorlar. Sonra rotanı değiştirtiyor, Suriye kıyılarına paralel gitmene izin vermiyor, illa da açıktan gelip limana 90 derece ile yaklaşmanı istiyor. Bu gemiye de anladığım kadarıyla rotasını değiştirmesini ikaz etmişler, değiştirmeyince saldırmışlar. Bir seferinde Astod limanına girerken çıkan bir gemiye yok vermek için rotamızı çevirdik, hemen limandan bir hücumbot çıktı. Biz önce uyanamadık, meğer bizim için çıkmış. Yol vermek için döndük deyince geri döndüler.” dedi “Peki siz kıyıya 100 mil kala, uluslararası sulardayken bilgi vermek zorunda mısınız?” d...

gemicilik

Resim
Bugün bir gemi kaptanı yola çıkmadan önce yanına almak için ağrı kesici yazdırmak amacıyla başvurdu. "Nedir bu korsanlık olayları, neden engellenemiyor, gemide sizin silahınız olmuyor mu?" diye sordum "Ben emekli subayım. Silahım olduğu halde yanıma almam, zira gemide çalışan adamlar- nasıl diyeyim, biraz değişiktir. Karada tutunamamış adamlardır, ahlakları biraz bozuktur. Silah hiçbir işe yaramayacağı gibi daha da sorun çıkartır" dedi "Kadın gemicinin de olduğu gemi hala kurtarılamadı, neden sizce?" diye sordum "Korsanlar 10 milyon dolardan başlamışlar, 3,5 milyon dolara kadar inmişler, daha önce Yasa'nın gemisini 500 bin dolara bırakmışlardı" dedi "Bu armatörün bir teklifi olmuş mu?" diye sordum "Hayır hiç bir teklif vermediler" dedi "Geminin bu kadar süre bağlanması o kadar zarara yol açmıyor mu, neden teklif vermiyorlar?" diye sordum "Armatörler hiç bir zaman zarar etmezler, her şeyleri sigortalıdır. Hem...